Acele Kamulaştırma Yargıtay Kararları

22.05.2017 - 12:39

T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi

Esas : 2005/7965
Karar : 2005/10341
Tarih : 01.01.2005

Taraflar arasındaki 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 4650 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tesbiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasının kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerince verilen dilekçe ile istenilmiş, davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerince duruşma isteminde bulunulmuş olmakla duruşma için belirlenen 04.10.2005 günü temyiz eden davacı idare vekili Av. Nilay Belen ile temyiz eden bir kısım davalılar vekillerinin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak temyiz isteminin süresinde olduğu görülüp, taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra, dosyadaki kâğıtlar okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 4650 sayılı Yasa ile değişik 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tesbiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.

Mahkemece, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca belirlenen kamulaştırılan taşınmaz bedelinin davalılar tarafından bloke edilen bankadan alınması nedeniyle bu bedelin davalılar tarafından kabul edildiği gerekçesi ile 27. madde gereği belirlenen bedelin tesbiti le taşınmazın davalı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı idare ve bir kısım davalılar vekillerince temyiz edilmiştir.

Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor yöntem bakımından yasa hükümlerine uygundur. Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Davacı idare vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde değildir. Bir kısım davalılar vekilinin temyizine gelince;

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi acele el koymaya yöneliktir. Anılan maddedeki kıymet taktiri 10. maddeye göre yapılan kıymet taktiri olmayıp tesbit mahiyetindedir. Bu maddeye göre yapılan kıymet taktiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere kamulaştırma işlemleri tekemmül ettirilir. Davada taşınmazın mahkemece dava tarihine göre yeniden değer tesbiti yapılır ve bankaya tesbit edilen bu bedel bloke ettirilecek kararın kesinleşmesi beklenmeden davacıya ödettirilir ve taşınmaz da davacı idare adına tescil edilir.

Davalının 27. maddeye göre tesbit edilip, bankaya bloke edilen bedeli alması 10. maddeye göre bedel tesbitini ortadan kaldırmaz. Bu durumda mahkemece yapılan keşif sonucu taşınmazın tesbit edilen bedelinden önceki bloke edilip davalıya ödenen bedel indirildikten sonra, varsa fark bedel bloke ettirilip kararın kesinleşmesi beklenmeden davalıya ödenmesi için ilgili banka şubesine müzekkere yazılmasına, taşınmazın davalı üzerindeki tapusunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmesi gerektiği düşünülmeden yazılı gerekçe ile hüküm kurulması,

Bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde davalılara geri verilmesine, aşağıda yazılı kalan onama harcının davacı idareden alınmasına ve temyiz eden bir kısım davalılar yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 400,00-YTL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine 04.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

 

Tescil davasında acele kamulaştırma dosyasındaki tespit edilen bedelle yetinilmemesine ilişkin olarak;

T.C.
YARGITAY
5. Hukuk Dairesi
Esas : 2008/7975
Karar : 2008/10058
Tarih : 17.07.2008



o ACELE KAMULAŞTIRMA
o DEĞER TESPİTİ
o GELİR METODU

Özet :Acele kamulaştırma nedeniyle verilen el koyma kararları, hukuk tekniği itibariyle, değer tespiti mahiyetindedir.

Fındıklık niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma bedelinin gelir metoduna göre tespiti gerekir.

( 2942 s. Kamulaştırma K. m. 11, 27 )

Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi uyarınca kamulaştırılan taşınmaz bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesi uyarınca kamulaştırılan taşınmaz bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak terkini istemine ilişkindir.

Mahkemece Kamulaştırma Kanununun 27. maddesi uyarınca yapılan değerlendirme esas alınarak bedele hükmedilmiş, karar davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.

2942 sayılı Yasanın 4650 sayılı Yasa ile değişik 27. maddesi uyarınca acele kamulaştırma nedeniyle verilen el koyma kararları taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözümleyen nihai bir karar niteliğinde olmayıp, hukuk tekniği itibariyle değer tespiti mahiyetindedir.

Mahkemece oluşturulacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak fındıklık niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma bedelinin gelir metoduna göre tespiti suretiyle değerinin biçilmesi gerekirken, acele el koyma dosyasında belirlenen verilerle yetinilerek eksik inceleme ile hüküm kurulması,

Doğru görülmemiştir.

Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), 17.07.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

Acele Kamulaştırmadan sonra tespit ve tescil davası için makul süre

T.C. YARGITAY

5.Hukuk Dairesi
Esas: 2011/7489
Karar: 2011/16045
Karar Tarihi: 12.10.2011


KAMULAŞTIRMASIZ EL ATILAN TAŞINMAZ BEDELİNİN TAHSİLİ DAVASI - ACELE EL KOYMA KARARINDAN SONRA İDARENİN TESPİT VE TESCİL DAVASI AÇMASI İÇİN GEREKEN SÜREDE DAVANIN AÇILMADIĞI - İHTİLAFIN KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ GEREĞİ

ÖZET: Acele el koyma kararından sonra, davalı idarenin tespit ve tescil davası açması için gereken makul sürenin geçmesine rağmen davanın açılmadığı, ihtilafın kamulaştırmasız el atma olarak değerlendirilerek, işin esasına girilip sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, red kararı verilmesi, doğru görülmemiştir.

(2942 S. K. m. 10, 27)

Dava: Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, davanın reddine dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece, taşınmazın tespit edilecek bedel karşılığı idare adına tescil talebini içerir dava açma hakkının münhasıran Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesi gereğince kamulaştırma yapan idareye ait olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava konusu taşınmaza ilişkin davalı idarece, Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesi gereğince 13.08.2009 tarihinde acele el koyma kararı alınmış, ancak sonraki işlemleri tamamlanmamıştır.

Acele el koyma kararından sonra, davalı idarenin 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan tespit ve tescil davası açması için gereken makul sürenin geçmesine rağmen davanın açılmadığı, bu itibarla söz konusu ihtilafın kamulaştırmasız el atma olarak değerlendirilerek, işin esasına girilip sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde red kararı verilmesi, doğru görülmemiştir.

Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazine’ye irad kaydedilmesine, 12.10.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.